İşyerinin Devri ve İbraname

1. İbraname

İbraname TBK m.420/2’de düzenlenmiştir. Buna göre “İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür. Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu hâlde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması zorunludur.” şeklindedir.

Buna göre ibranamenin geçerli olabilmesi için;

  • Yazılı olması,
  • Sözleşmenin feshinden itibaren 1 ay sonra yapılması,
  • İbra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi,
  • Ödemenin banka kanalıyla yapılması şartları bulunmaktadır.

İbra sözleşmelerinde, hak edilen alacağın gerçek tutarı ödenmediği takdirde, ödeme yapılan kısım makbuz hükmündedir. Yine bu halde de ödemenin banka kanalıyla yapılması gerekmektedir.

“İş ilişkisi devam ederken düzenlenen ibra sözleşmeleri geçersizdir. İşçi bu dönemde tamamen işveren bağımlı durumdadır ve iş güvencesi hükümlerine rağmen iş ilişkisinin devamını sağlamak veya bir kısım işçilik alacaklarına bir an önce kavuşabilmek için iradesi dışında ibra sözleşmesi imzalamaya yönelmesi mümkün olup, Dairemizin kararlılık kazanmış uygulaması bu yöndedir. İbranamenin tarih içermemesi ve içeriğinden de fesih tarihinden sonra düzenlendiğinin açıkça anlaşılamaması durumunda ibranameye değer verilmez.” (Yargıtay 22. HD., E. 2017/26893, K. 2020/1756 sayılı ve 06.02.2020 tarihli kararı.)

Miktar içermeyen ibra sözleşmelerinde geçerlilik sorunu titizlikle ele alınmalıdır. İrade fesadı denetimi yapılmalı ve somut olayın özelliklerine göre ibranamenin geçerliliği konusunda çözümler aranmalıdır. Fesihten sonra düzenlenen ve alacak kalemlerinin tek tek sayıldığı ibranamede irade fesadı haller ileri sürülüp ispatlanmadığı sürece ibra iadesi geçerli sayılmalıdır. İbranamede yer almayan işçilik alacakları bakımından borcun sona erdiği söylenemez.” (Yargıtay 22. HD., E. 2013/32567, K. 2015/6103 sayılı ve 19.02.2015 tarihli kararı.)

Somut uyuşmazlıkta ibraname 05.02.2015 tarihli olup, Yeni Borçlar Kanunu döneminde imzalanmıştır. Dosya kapsamında banka ödemesine dair belge bulunmamaktadır. Mahkemece dosya kapsamındaki ibranamenin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 420. vd. maddelerine göre geçersiz olduğu gerekçesiyle ibranameye değer verilmeden ve ibraname içeriğindeki ödeme miktarları dikkate alınmadan sonuca gidilmiştir. İbra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmediği, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılmadığı açık olduğuna göre, ibranamenin geçerli olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bu bakımdan mahkemece ortada geçerli bir ibra belgesinin bulunmadığı sonucuna varılması isabetlidir.” (Yargıtay 22. HD., E. 2017/23135, K. 2019/14403 sayılı ve 27.06.2019 tarihli kararı.)

Miktar içeren ibra sözleşmelerinde ise, alacağın tamamen ödenmiş olması durumunda borç ifa yoluyla sona ermiş olur. Buna karşın kısmi ödeme hallerinde, Dairemizin kökleşmiş içtihatlarında ibraya değer verilmemekte ve yapılan ödemenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilmektedir. Miktar içeren ibranamenin çalışırken alınmış olması makbuz etkisini ortadan kaldırmaz.”  (Yargıtay 7. HD., E. 2013/25380, K. 2014/3854 sayılı ve 13.02.2014 tarihli kararı.)“…ibranamenin bölünebilirliği ilkesi gözetilerek fazla çalışma isteminin kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmekle birlikte kıdem tazminatı hesabında rakamsal olarak yapılan ödemenin mahsup edilmemesi doğru görülmemiştir.” (Yargıtay 9. HD., E. 2011/10914, K. 2013/14421 sayılı 14.05.2013 tarihli kararı.)

2. İşyerinin Devri

İşyerinin devri hususu İş Kanunu m.6’da düzenlenmiştir. Buna göre “İşyeri veya işyerinin bir bölümü hukukî bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçer. Devralan işveren, işçinin hizmet süresinin esas alındığı haklarda, işçinin devreden işveren yanında işe başladığı tarihe göre işlem yapmakla yükümlüdür. Yukarıdaki hükümlere göre devir halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Ancak bu yükümlülüklerden devreden işverenin sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlıdır. Tüzel kişiliğin birleşme veya katılma ya da türünün değişmesiyle sona erme halinde birlikte sorumluluk hükümleri uygulanmaz. Devreden veya devralan işveren iş sözleşmesini sırf işyerinin veya işyerinin bir bölümünün devrinden dolayı feshedemez ve devir işçi yönünden fesih için haklı sebep oluşturmaz. Devreden veya devralan işverenin ekonomik ve teknolojik sebeplerin yahut iş organizasyonu değişikliğinin gerekli kıldığı fesih hakları veya işçi ve işverenlerin haklı sebeplerden derhal fesih hakları saklıdır. Yukarıdaki hükümler, iflas dolayısıyla malvarlığının tasfiyesi sonucu işyerinin veya bir bölümünün başkasına devri halinde uygulanmaz.” şeklindedir.

İşyerinin devri halinde, devirden önce doğmuş olan ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devreden ve devralan işveren birlikte sorumludurlar. Devreden işverenin bu yükümlülükler dolayısıyla sorumluluğu devir tarihinden itibaren iki yıldır. İki yıl sonunda sorumluluk ortadan kalkar. Söz konusu iki yıllık süre kıdem tazminatı yönünden uygulanmamaktadır, devreden işverenin sorumluluğu süre sınırına tabi değildir.

  • Ücret, İkramiye, Fazla Çalışma Ücreti vb. İşçilik Alacakları Bakımından Sorumluluk
    • İş sözleşmesi devralana geçen işçi, işyerinin devrinden önce doğmuş bulunan ve muaccel olan ücret, fazla çalışma ücreti gibi hakları için hem devredene hem de devralana başvurabilecektir. Ancak devredene başvurma hakkı devir tarihinden itibaren iki yıl ile sınırlı olup bu süre hak düşürücüdür.
  • Yıllık İzin Ücreti, İhbar Tazminatı ve İş Arama İzni Ücreti
    • İşyerinin devri ile birlikte işverenin değişmesi hainde devralan yeni işveren, yıllık izin ücretinin borçlusu konumuna geçecek ve devreden işverenin sorumluluğu ortadan kalkacaktır.
  • Kıdem Tazminatı
    • İşçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet akitleri sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanır. İşyerinin devri veya herhangi bir suretle el değiştirmesi halinde işlemiş kıdem tazminatlarında her iki işveren sorumludur.

Yorum yapın